Page 73 - Temmuz
P. 73
haber S ğlık
düzey, boşanmalar, işsizlik, daha önce depresyon geçirmiş
olma, kişilik yapısı, çocukluk döneminde cinsel veya fi zik-
sel şiddet, bazı ilaçlar, tıbbı hastalıklar ve hormonal deği-
şiklikler depresyon için risk etkenleri arasında yer alıyor.
Klinik depresyonun temelinde hoş olmayan duygu durum,
ilgi ve zevk azlığı, umutsuzluk ve karamsarlık olduğunu
belirten Abdi İbrahim Otsuka Medikal Direktörlüğü, olgu-
ların derin bir üzüntü ile yaşandığını, hastaların gelecekle-
ri ve yaşadıkları ile ilgili olarak hep kötümser düşündükle-
rine işaret ediyor.
Hastada depresif duygu durumu ile birlikte sorumluluk-
lara karşı ilgi kaybı izleniyor ve kişi olağan etkinliklerden
zevk almamaya başlıyor. İş, özel zevkler, bireysel ilişki-
ler, cinsel aktivite de dahil olmak üzere hiçbir şeyden zevk
almayan bireyin anksiyete (bunaltı, kaygı) düzeyi artabili-
yor ve ajitasyon (huzursuzluk) gösterebiliyor. Genel olarak
ilgileri azalan kişiler umutsuzluk ve çaresizlik duygularını
yoğun yaşadıkları için düştükleri bu durumdan hiçbir şekil-
de kurtulamayacaklarını düşünebilecek duruma gelebiliyor.
EN ÖNEMLİ BELİRTİ İNTİHAR DÜŞÜNCESİ
Depresif hastaların basit günlük aktiviteleri bile yapmak-
ta güçlük çektiğini belirten Abdi İbrahim Otsuka Medikal
Direktörlüğü, bu hastaların iş, aile, para ve kendi sağlıkları
ile aşırı biçimde kafalarının meşgul olabileceğini ve enerji
seviyelerinin azalabileceğini belirtiyor. Bu dönemde umut-
suzluk, kötümserlik, benlik saygısında düşme ve suçluluk
duyguları, intihar düşünce ve eylemlerini daha sık günde-
me getirebiliyor.
Yoğun anksiyete belirtilerinin depresyonda intihar giri-
şimleri için belirleyici bir etken olduğu belirten Abdi İbra-
him Otsuka Medikal Direktörlüğü, depresif bozukluğu olan
hastaların intihar riskinin yüzde 20 ila 40 arasında olduğu-
na vurgu yapıyor. Bununla birlikte iştah ve kilo kaybı, uyku
bozukluğu, dalgınlık ve unutkanlık da yaşanabiliyor.
Çökkün duygu durum, ilgi ve istek kaybı, belirgin kilo
kaybı veya iştah artışı, uykusuzluk ya da aşırı uyku, psiko-
motor ajitasyon ve retardasyon, halsizlik ya da enerji azlığı,
değersizlik veya aşırı suçluluk hisleri, yoğunlaşma zorluğu
veya kararsızlık, tekrarlayan ölüm düşünceleri gibi belirti-
lerden 5 veya daha fazlasının iki haftalık süreçte yaşanması
durumunda doktora başvurulması gerektiğinin altı çiziliyor.
Depresyonun öncül belirtileri arasında çarpıntı, nefes ala-
mama hissi, başta sıkışma hissi, uyuşma ve karıncalanmalar,
müphem ağrılar ve konversif tarzda bayılmalar da görülebi-
liyor. Gürültü ve kalabalığa tahammülsüzlük, küçük şeyle-
re öfkelenme, alınganlık ve öfke patlamaları da depresyon-
da sık görülen belirtiler arasında.
DOKTORUN HASTAYI TANIMASI ŞART
Depresyon tedavisi için iyi bir hekim-hasta ilişkisinin
öncelikli olduğunu belirten Abdi İbrahim Otsuka Medikal
Direktörlüğü, depresyonda ilaç tedavileri, psikoterapiler ve
diğer tedavi yöntemleri (EKT, uyku yoksunluğu tedavisi,
ışık tedavisi vb…) olduğuna dikkat çekiyor.
Doktorun tedavi yöntemini seçmeden önce hastanın genel
durumunu, hastalığın şiddetini ve intihar riskini iyi değer-
lendirmesi gerekiyor. Tedavide başarıyı yakalayabilmek için
depresyonu teşhis edebilmenin ve ilaçları yeterli doz ve süre-
de kullanmanın önemi vurgulanıyor.
2019 Temmuz / 69